Kırk Vezir Hikayeleri
Klasikler, ölümsüz olmadıkları için değil sürekli okundukları için de değerlidir. Bizim klasiklerimiz başlangıçta bazı eksiklik ve acemilik taşısalar bile bu onların kurucu olma özelliklerini değiştirmez. Dil kadar hayat da yeniden kurulur onlarda. Dünkü nesiller tarafından ağır aksak da oha okunan, sevilen ve hayatımızın bir parçasına dönüşen bu eserler bir kez daha ve günün zevkleri ve tercihleri gözetilerek çıkıyor gün yüzüne. Okundukça sevilecek bu eserler dünü selamladığı kadar geleceği kurmaya aday.
Aşk, dil, kurgu bütün saflığıyla göz kırpıyor. Yeniden...
Mesneviler Osmanlı aydınının “roman”ıysa irili ufaklı halk hikâyeleri de Osmanlı halkının romanıydı. Kırk Vezir Hikâyeleri, “halk romanları”nın en eski ve önemlilerinden biri. Konusunu, benzeri Oğuz Kağan Destanı’nda da görülen, şahın genç eşi kadınefendinin üvey oğlu şehzadeye duyduğu aşkın yol açtığı olaylar oluşturuyor. Bu kitap, Kırk Vezir Hikâyeleri’nin tam metnim günümüz Türkçesiyle okuyucuyla buluşturan ilk yayın olma özelliğine sahip. Batı’nın Decameron ve Canterbury hikâyeleriyle akraba sayılabilecek Kırk Vezir Hikâyeleri, Doğu kültüründen, yaşantısından ve anlatı geleneğinden birçok iz taşıyor.