Balkan Şahini
“Cenk meydanlarında kılıç elde vuruşurken ölmeyi onur sayan, koç yiğitlerim! Bizleri Balkandan atabileceklerini zanneden Haçlılara buranın cehennem kapısının eşiği olduğunu gösterelim!” Kuyruğu örgülü yağız atının başını çeviren Turahan Bey’in erkek sesinden etkilenen akıncılar, alev saçan bakışlarını yalın kılıç saldırıya geçen Haçlı askerlerine çevirdiler. Evrenuzoğlu İsa Bey’in akıncıları kar yağışından etkilenmesin diye yağlı bezlere sardıkları yaylarını ve sadaklarını açtılar. Rüzgârda savrulan kır sakallarını sert parmaklarıyla sıvazlayan İsa Bey, uzun mızraklı Haçlı süvarileri ok menziline girince “Atlarını hedef alın!” diye haykırdı. Türk okçuları dörtnala üstlerine gelen güçlü savaş atlarını hedef alarak yaylarını gerdiler... Devrilen ve yollarını tıkayan atlar da Haçlı süvarilerini durdurmaya yetmedi. Yaralı atları ezip geçen Haçlı süvarileri, saldırıyı bulundukları yerde hiç kımıldamadan bekleyen Türklerin ön saflarına ulaşınca, sanki kıyamet koptu….
***
Sultan Murad Han Gâzi, “İncil üzerine yemin ettikleri halde yeminlerini bozan, gururları büyük kendileri küçük adamlar günü geldiğinde öfkeli kılıçlarımızın gazabından kurtulamayacaklar.” demiş ve 10 Kasım 1444’de Varna’da, çiğnenen antlaşmanın metnini mızrağa takarak, Haçlılara yeminlerini bozmanın hesabını sormuştu.